4 Temmuz 2014 Cuma

CUMA GÜNÜ BİTER , HAFTA BİTER..

Zaman su misali akıp giderken , sadece içinden kontrolsüzce akıp gittiğimi hissediyorum yoğun olarak..
Hepsi bu !

Pazartesi sendromu yaşamaya çalışırken kendi çapımda , hooop bir bakmışım Cuma gelmiş..
Gönlümün sultanı gün gelmiş...
Ertesi gününde tatil gelmiş...
İyi ki de gelmiş.. :)
hafta sonu nereye gidilir ?
Hafta Sonu Planları
Gelelim hafta sonu planlarıma ;
Öncelikle her şey yolunda giderse eğer ; güzel bir kahvaltı yapabilmeyi umuyorum , en güzelinden..
Sonrasında ise durum gidişatı hava durumu ile doğru orantılı değişecek sanırım..


Ama şöyle bir niyetim var ki sevgili ziyaretçilerim , her nerede olursam olayım ; evde yada dışarıda farklı bir yerde , bu hafta sonu tek planım çokk mutlu olmak ve çocuklar gibi eğleneceğim bir hafta sonu geçirmek...
Umarım her şey yolunda gider, güzel günler geçiririz hep birlikte..
Aynı gök yüzünü paylaştığımız bu koca gezegende aslında hepimiz bir' iz...
Her birimiz en az diğerimiz kadar mutlu , neşeli ve süprizlerle dolu günler geçirmeyi hakediyoruz..
Ve hafta sonuna sihirli bir kapı açan bu mesai saatlerimin son dakikalarında sizlere harika bir hafta sonu tatili diliyor , hepinizi kucaklıyorum..
İyi ki varsınız :)
öpücük
Öptümm :)

3 Temmuz 2014 Perşembe

GÖÇEBE / THE HOST

Dün akşam 2013 yapımı bir film izledim ve hali hazırda hayal gücüne hayran olduğum Stephenie MEYER ' e bir kez daha oluşturduğu dünyaya hayran kaldım..
Alacakaranlık serisinden sonra ne kendisini ne de diğer kitaplarını takip etmediğimden ' Göçebe ' nin bir kitaptan uyarlama olduğunu filmi izledikten hemen sonra öğrendim...
Filmi izlediğim için , kitabını okumayacağım ama siz fantastik kitapları seviyorsanız öncelikle kitabını alıp , okuyun derim..
Zira konu bir hayli enteresan..

FİLMİN TANITIMI : Dünya bir uzaylı türünün istilasına uğramış ve maalesef insanlık virütik biçimde yayılan bu çok güçlü türe yenik düşmüştür. İnsan bedenlerine hiçbir zarar vermeden bilinçlerini ve ruhlarını ele geçiren ve Wanderer denilen bu tür bir şekilde dünyaya da barışı getirmiştir. İstila sonrası bedeni ve zihni ele geçirilmeden kalan bir avuç insan grubu yakalanmadan yaşamaya çalışmaktadır. Melanie Stryder'dan bu insanlardan biriyken Jared Hower adında hala 'insan' olan bir genç ile karşılaşır ve ikili çok geçmeden aşık olur. Güvenli bölgede olmadıkları için Melanie bir şekilde yakalanır ve istilacıların eline geçer. Bedeni ve zihni artık ele geçirilmiştir. Melanie'nin güçlü duygularını ve iradesini kullanarak yeryüzünde yaşayan son insanların yerini tespit etmeye çalışan güçler, genç kıza tam anlamıyla hakim olabilmişler midir? 
Alacakaranlık serisiyle dünyayı sallayan Stephenie Meyer'ın romanından bilim-kurgu ve gerilim sinemasının başarılı yönetmeni Andrew Niccol tarafından uyarlanarak beyazperdeye aktarılan filmin başrolünü ise genç oyuncu Saoirse Ronan üstleniyor.

Filmin başlarında ; ne oluyor , kızın içinde iki ses var ve kim hangisi oluyor pek anlayamıyorsunuz ama bir saniye dahi gözlerinizi de ayıramıyorsunuz aynı zamanda..
Hayal gücü ile yaratılan bu dünya ekrana o kadar iyi yansıtılmış ki , ilerideki yüzyıllarda hikayenin gerçek olabileceği ihtimali ile sarsılıyorsunuz.

Ben bu filmi çok ama çok ilginç buldum ve çok beğendim..
İzlemenizi tavsiye ediyor , sonrasında yorumlarınızı bekliyorum :)
Sevgilerimle...

2 Temmuz 2014 Çarşamba

Mia ' nın Yeni Hali

Daha önce bir kaç kez bahsettim size kedim Mia ile hayatımızı , Mia 'nın bizi ısırıp - yeme çalışmalarını vs..
İşte ilk kez , dün akşam Mia bizi çok şaşırttı ; çünkü bizi bir kere bile ısırmaya çalışmadı..

Her zamankinden farklı olarak , ( genelde kuru mama ve yumurta yer kendileri ) konserve mama aldık Mia ' ya..
Neredeyse 400 grm.lık mamanın yarısını yedi ve salona , yanımıza geldi tekrar..
Geldi yine ayaklarımın altında dolanmaya başladı..' evet şimdi başlıyoruz işte , gelsin ısırıklar ' derken , baktım bizim kız sadece yalıyor ...:)
Dedik herhalde mamasını çok beğendi ve kendince bir teşekkür ediyor ama bu durum gece boyunca değişmedi...
Ve bu zamana kadar , yaklaşık 3 aylık oldu , bizi ısırmaya çalışmasının sebebi sadece içgüdüsel mi ? yoksa mamasını beğenmeyip aç kalmasından mıdır ? bilemedik..


Aynı konserve mamanın , kuzu etlisi , tavşan etlisi , ciğerlisi , tavuklusu , artık daha nesi varsa alıp , Mia üzerinde küçük bir deney yapacağım..
Eğer bizi ısırmaya çalışmıyorsa anlarız ki , bizim kız mamasını sevmediği için bizi yemeye çalışıyormuş..:)
Şaka bir yana eğer , doymadığı için böyle davranıyorsa vicdan azabından ölürüm:(
Ama bir yandan da yol yakınken bir hata varsa ortada , bunu da anlamış ve önlemini almış olacağız..


Şunu da söylemeden edemeyeceğim ki ; ısırmayan bir kedi ne güzelmiş öyle..
Biz tv izlerken , o da koltuğun bir kösesinde miskin miskin takılıyordu..
Mia ' yı böyle görmeye alışkın olmadığımız için bu halini çok sevdik..
Ve anladık ki   Mia ;sen ısırmadığında çok ama çok daha şeker bir kedi oluyorsun..

1 Temmuz 2014 Salı

AŞK HER YERDE -- RACHEL GİBSON

İşte tam da aradığım gibi bir aşk kitabının da son sayfalarını üzülerek bitirdim ve kitaplığımın en güzel köşesine kaldırdım..
Çok kısa sürede bitti ve okuduğum sürece elimden bırakamadım bu kitabı...
Rachel Gibson ' ın diğer kitaplarında olduğu gibi ' Aşk Her Yerde ' de de sizi içine alan ve her sahnesini gözünüzde canlandırabileceğiniz başarılı bir kurgu var siz karşılayan...
Kitabın konusu ise şöyle ;

Eski bir Playboy kızı olan ve hala çok çekici ve güzel görünen bayan Duffy ' nin, yaşlı eşinin ölmesi ve ölmeden önce ona servetini ve hokey takımını bağışlamasıyla başlıyor hikaye..
Duffy baştan takımı satmayı düşünse de bir kaç sebepten ötürü takımı elinde tutmaya ve hokey hakkında bilgi sahibi olmaya karar verir.
Hokey hakkındaki bilgisizliği onu hem takım oyuncularının hem de gazetecilerin gözünde ' zengin koca avcısı bir playboy ' kızı olmaktan öteye götüremez başlarda..
Ancak Duffy artık eskisi gibi değildir ve takımı konusunda herkesi yanıltmakta kararlıdır..
Duffy hokey ve takım oyuncuları hakkında bilgi toplarken , takımın çekici ve sert kaptanı Tyson Savage ile sık sık sürtüşmeler yaşarlar..
Savage ; kendinden emin ve işinde çok iyi bir kaptandır ve takımının başına çok çekici ve harika olsa da bu iş hakkında fikri olmayan bir kadının gelmesinden rahatsızdır...
Tabi ki bu rahatsızlık böyle gitmiyor ve aralarındaki cinsel çekime karşı koyabilmek için ikisi de çok fazla mücadele ediyor kendileriyle..


İşte buradan sonrası süpriz olsun ve bu güzel kitabı okurken siz de benim yaşadığım heyecanı yaşayın istiyorum..
Özellikle sonunu çok beğendim..
Hiç beklemediğim bir son ve harika bir kapanış oldu..
Herkese tavsiye eder , iyi okumalar dilerim..

30 Haziran 2014 Pazartesi

HAZ / SEDA DİKER

Çok çok merak ederek aldım Seda Diker ' in ' HAZ ' isimli kitabını..
Kapağın arkasından okuduğum kadarı ile erotik içerikli bir kitap olduğu zaten anlaşılıyordu ama bir Türk yazarın bu konuda ne kadar cesur olabileceğini de merak ediyordum aynı zamanda..
Kitabı alma hızım ile bitirme hızım doğru orantılı oldu bu kez..
Hızlıca aldım ve bir kaç günde de bitirdim..
Düşündüğüm gibi , içerik olarak bahsedilen konular mecburi olarak belli bir sansür ile aktarılmış..
Yer yer aynı kelimenin müstehcen olanın kullanılması ' ama daha iki sayfa önce böyle yazmamıştı bunu ' izlenimine kapılmanıza sebep olsa da genel hatları ile bir Türk yazardan çıkabilecek en erotik kitaplardan biri..


Kitaba gelirsek ; genel olarak ilişkilerden ve sadece cinsellik amaçlı erkeklerden ve bu durumu nasıl lehimize çevirebileceğimizden bahsediyor..
İlgimi çeken ve doğru bulduğum bir önermesi vardı ; kadınların alt kimliklerinin olduğu ve bunları nerede ve nasıl kullanması gerektiğini mantıklı bir yol ile açıklaması ile ilgili ...
Mesela ; hepimizin içinde belli duygu durumlarımıza göre kendini gösteren kimlikler varmış...
Şefkatli olduğumuz zamanlarda ' Anne ' kimliği..
Sinirlendiğimizde ' CADI ' , mutlu ya da tutkulu olduğumuzda ' LOLİTA ' gibi..
Bunlar ve bir bu kadar daha kimlikten bahsediyor işte bu kitapta ve üç ayrı kadının aşk ve cinsel hayatları üzerinden anlatarak yapıyor bunu...
Yani anlayacağınız bu kitapta aynı zamanda üç ayrı kadının özel hayatına bir bakış atma şansınız oluyor...
Kitabın büyüsünü bozmamak adına daha fazla anlatmayacağım ve sözlerimi bu sebeple noktalayacağım şimdilik..
Benim kitap hakkındaki nacizane fikrim ise , bu anlattıklarım dışında çok fazla bilgi kalmayacak belki aklınızda ama vakit geçirmek ve kafa dağıtmak istiyorsanız bu kitabı sıkılmadan okuyabilirsiniz...
Dediğim gibi bir Türk yazara göre belkide şimdilik en cüretkar kitap ünvanını alabilir ; ' Haz ' ve belkide bu ; yeni bir ' Grinin Elli Tonu ' serisinin doğmasına zemin hazırlayabilir..
Karar sizin..
Sevgilerimle..

YAŞASIN ORUÇLUYUM..


Şu an bunları yazarken , iftara yaklaşık 4,5 saat var..
Açıkmadım mı ? tabiki acıktım..
Susadım da..
Ama ne yaptığını ve ne için yaptığını bilmek insana inanılmaz bir huzur veriyor insana ...
Oruçlu iken yapacağın duaların kabul edileceğini bilmek , Oruçlunun uykusu ibadettir. Susması tesbihtir, amelleri misliyle kabul edilir, duası makbuldür, günahı affedilir." (Hz. Muhammed)  şeklinde müjde ile bilinçlendirilmek daha da mutlu ediyor beni an itibari ile...
Oruçlu olmanın en sevdiğim yanını hissediyorum bir de ;
İftarda ne yiyeceğimi düşünmek..:)
Evet beni en mutlu eden düşünce bu şu anda..
Sabırlı olmayı en güzel şekilde öğreten bu ibadetimizden sonra sahip olduklarımızın değerini daha da iyi anlıyorum..
Ve şükrediyorum her zerresi ile mükemmel bir inanca sahip olduğum için ..


"Bir kimse Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse, günahları af olur Cenab-ı Hakk onu cehennem ateşinden azat eder O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir''


Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilecektir Bu ayda bir oruçluya su veren kimse kıyamet günü susuz kalmayacaktır" (Tirmizi)

Ebu Hüreyıe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: 

"Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar'' 3085 

Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü dedim, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfaatlandırsın'' 

"Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur'' 

Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki: 

"Adem oğlunun her ameli katlanır. Bir iyilik yedi yüz misline kadar katlanabilir. Yalnız oruç müstesna. Çünkü onun mükafatını Allah verecektir. Oruçlu iken iki ferah vardır. Birincisi iftar zamanının sevinci, diğeri Rabbine ulaştığı zamanki sevinçtir"


"Kim mazeretsiz olarak Ramazan’da bir gün oruç yerse, ebediyen oruç tutsa da onu kaza etmiş olmaz."



YENİ BİR FİLM İZLEDİMM

Başlığa bakıp ta son çıkan filmlerden birnden bahsedeceğimi düşünmeyin sakın..
Yeni dememin sebebi , izlemediğim her filmin benim için yeni olmasından kaynaklanıyor..
Keza  1997 yılında vizyona girmiş bir filme ' yeni ' sıfatını verebilmek için biraz geç kalmış olabilirim..

Eski filmlere , oyuncularını tanımadığı ya da adını duymadığım filmlere karşı ön yargılarım var...
Bahsettiğim filminin adını duymuş olmama rağmen pek te gönüllü olmayarak tavsiye üzerine izledim ve neden tavsiye edildiğini anlamış oldum..
Bahsettiğim film ; MELEKLER ŞEHRİ...

Melekler Şehri
Vizyon Tarihi (1s 54dk
Yönetmen:
Oyuncular:Nicolas CageMeg RyanAndre Braugher devamı...
TürFantastik , Romantik
ÜlkeABD , Almanya
FİLMİN KONUSU ;    
Başarılı bir kardiyoloji cerrahı olan Maggie Rice başarılı giden bir ameliyat esnasında nedensiz yere hayata veda eden hastasını geri döndürmek için elinden geleni yapar ancak hastasını kurtaramaz. Bu acı olay sonrasında kendisine olan güvenini kaybeden kadın artık daha umutsuz, daha mutsuzdur. Bu sırada Los Angeles semalarında gezinen melek Seth, Maggie'nin bu çabalarını görmüş ve fazlasıyla etkilenmiştir. Maggie'nin üzülmesine dayanamayan Seth, güzel kadına çoktan aşık olmuştur. Vakit Maggie'yi yaşama döndürme vaktidir ve Seth aşkı için melekliğinden vazgeçecektir. Ancak bu karmaşık düzende insan olarak yaşamak zannettiği kadar kolay mıdır?

Film Maggie ' nin amelyat sırasında hastayı kaybetmemek için mücadele verirken , ölüm meleği Seth ile göz göze gelmesiyle ilginizi çekmeye başlıyor.. Dünyaya süresi dolmuş olan insanların ruhunu almak için gelen Seth , Maggie ' ye aşık oluyor ve karşısına çıkıyor..
Adamdaki garip duruma rağmen çok etkilenen Maggie ile arasındaki yaşananlar ve filmin sonu beni etkilemeyi başardı..
Demek ki ön yargılı olmasaydım çok daha önceden bu filmi izlemiş olacaktım..
Son olarak şunu da belirtmek isterim ki ; filmin her karesinde Meg Ryan ' ın ne kadar güzel bir kadın olduğuna tanıklık edecek ve bu kadın ise biz neyiz ? duygusuna kapılacaksınız :)
Şaka bir yana izlemeyenleriniz var ise izlemenizi tavsiye ederim.. Zira klasikleşmiş bir filmi izlemek için asla geç değildir..

İÇİMDEKİ ' MIZMIZ MYRTLE ...

Tanımayanlar için kısaca bahsetmek isterim ki ; Mızmız Myrtle Harry Potter ve Sırlar Odası filminde karşımıza çıkan , Hogwarts'ın eski öğrencilerinden birinin hayaletidir. Okulun 2. katındaki bozuk kızlar tuvaletinde yaşayan , sürekli ağlayıp bızıldayan bir genç kızdır. Ağlama kısmı hariç tıpkı son zamanlarda dönüştüğüm kişi işte budur..


Özellikle Tentene karşı huysuzluğum ve alınganlığım üzerimde.. Bu sebepten hiç olmadığı kadar sürtüşüyoruz..
Aslında durum benim bir şeylere kızıp , onun üzerine gitmem ve onun da tartışmak istemediği için sessiz kalmasından ibaret ama olsun..
Sonradan acayip vicdan yaptırıyor bu davranışlar insana..
Ben ona sesimi yükseltmişken o da yükseltse , karşılıklı bir tartışma olsa güzel..
En azından ' ama sen bunu dedin ' vs gibi kvırma payı bulabirdim kendime..Ama ben konuştukça onun susması ; hem beni daha da sinirlendiriyor , hem de sinirim geçince ne kadar çirkin davrandığımı öğretiyor bana..
Ve her seferinde küçük şeyler yüzünden hayatımın en değerli yapı taşının kalbini kırmayacağım diye söz veriyorum kendime..
Ama biliyor musunuz ??
Ben bu hafta sonu yine tutamadım bu sözümü ve bu yüzden Pazar günümüzü birazcık rezil ettim :(
Sebebi ise , onun arkadaşlarıyla görüşmek istemesi benim ise onunla vakit geçirmek istememdi..
Aslında konunun temeli görüldüğü üzere gayet masumaneydi..
Sadece ailecek vakit geçirmek istemiştim...
Ama yine yine yine bunu fevri çıkışlarımdan birini yaşayarak yanlış bir dille ifade ettim..
Bana ' arkadaşlarımla görüşsem mi biraz ? ' dediğinde demeliydim ki ; beraber vakit geçiririz diye düşünmüştüm hayatım , ne dersin.?


Ama ben bunu duyunca içimdeki cadı ortaya çıktı ve ' nereye gidersen git , umrumda değilsin , sen benimle vakit geçirmek istemiyorsan ben hiçç istemiyorum ! ' diye kelimeler dökülüverdi dudaklarımdan..
Sonuç olarak o arkadaşları ile görüşmedi , ben de onunla vakit geçirmedim..
Sonuç olarak kısa süre sonra barıştık tabi her zaman olduğu gibi ve her şey normale döndü ama içimde derin bir vicdan azabı kaldı ...
Keşke daha sakin olsaydım da çemkirmek yerine kendimi sakin bir dille ifade etseydim..
Eğer bunu okuyorsan sevgili Tenten'im biliyorum sen beni her halimle çok seviyorsun ama bu sefer ciddi karar aldım ; çok sinirlendiğimde bile ani çıkışlar yapıp senin ödünü koparmayacağım :):)
Ve sürekli mızmızlanmak isteyen ve beni ateşleyen içimdeki ' Mızmız Myrtle ' a da daha az uyacağım :):)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...