24 Şubat 2023 Cuma

Yalnız / Solo Film Yorumu


 Dün gece bayılarak izlediğim,beni bolca geren,doğanın acımasızlığına karşı insanın ne kadar aciz kaldığını sert bir dille bizlere gösteren bir film izledim.

İsmi Yalnız.

Kanarya adalarının en ucra köşelerinde,kendini bulmak ve keşfetmek düşüncesinde olan bir sörfçünün uçurumdan kayıp düşmesiyle başlayan hayatta kalma mücadelesini izlerken o an kuru ve güvenli evinizde olduğunuz için şükredeceksiniz.

Bu filmle beraber bir kez daha anlıyoruz ki,insan doğa karşısında güçsüz bir canlıdır.

Ama yine anladığımız bir şey daha var ki,insan hayatta kalma noktasında inatçı da bir canlıdır.

İyi seyirler.


22 Şubat 2023 Çarşamba

Şubat

Korkunç zamanlardan geçiyoruz.
Pandemi bitmiş ve normale dönmüşken şimdi ise yüzyılın felaketi ve binlerce insanımızı kaybetmenin acısını,hala depremlerin olmaya devam etmesinin de korkusunu/çaresizliğini yaşıyoruz.

Tüm bu yaşananların ardında kendi küçük dünyamızda günlük rutinlerimize devam edebiliyor olduğumuz için de ayrıca şükredip şanslı hissettiğimizi duyumsuyorum.

Geçecek..


Bahsettiğim o 'kendi küçük dünyam' da bir süredir minik bebeğim yer almıyor.
Annemin rahatsızlığından dolayı yaklaşık bir aydır Selim'e babannesi bakıyor.(Neyse ki bakabiliyor çünkü her ne kadar bakıcı aramış olsam da maalesef uygun birini bulamamıştım.)

Evimiz; sadece hafta sonları geldiği,birazcık kalıp geri gitmek zorunda olduğu bir uğrak mekan oldu Selim için.
Ve bahsi geçen sebeplerden dolayı da,bu hafta başlayan anaokuluna  başlayamadı...

Kocaman bir belirsizlik hakim ama yine de işleri Yaradan'a teslim etmiş olmanın bir rahatlığı var üzerimde.
Öyle ya,su akar yolunu bulur.
Bu hep olur...

Diğer yandan;13'ünde,annesine karşı derin bir öfke duyan,yaşamda yolunu kaybetmiş gibi davranan ve müthiş bir boşvermişlik içinde savrulan ergen bir çocukla uğraş halindeyim.

Öyle zamanlar geliyor ki,annelikten istifa etmek istiyorum.
Yıllardır olmaktan gurur duyduğum,her şeyiyle güçlü!bir anne ve kadın rolünden istifa etmek,işleri bundan sonra çocuklarını asla umursamayan babalarına devretmek istiyorum ama sonra anneliğin bir ünvan olmadığını,dolayısıyla da istifa edemeyeceğimi hatırlayıp kendi kendimi,kendime getiriyorum:)

Zaten tüm bu hisler anlık gelişiyor.( Neyse kii )

Yaşanan deprem ve kayıpların ardından artık ölümün çok daha yakınlarda olabileceğini hissedip,daha kontrollü olmak ve daha çok 'yaşamak' konusunda içsel bir motivasyon hissediyorum.
Bunun için daha az ertelemek ve kendi üzerinde daha çok çalışmak gibi şeyler ...

Hayattayız.
Yaşıyoruz.
Her gün birilerinin yaşamına dokunma şansımız var.
Bu eşimiz,çocuklarımız,sevgilimiz,arkadaşlarımız yada sadece kendimiz olabiliriz.

Nazik bir dokunuş için harika bir gün değil mi?

Hali hazırda henüz hala mekandayken özellikle ...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...