OKUDUKLARIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OKUDUKLARIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2023 Salı

Tuğba Özdoğan Manevi Dilekçe / Manevi Şifa Terkipleri

 
İnstagramda çokça önüme çıkan,bu kitaplarla hayatlarının değiştiğini belirten kullanıcılardan sonra evvela meraktan,sonra da hayatıma ışık olur düşüncesiyle sipariş verdiğim,yazarının Tuğba Özdoğan olduğu ve hakkında instagram ve yazarın sitesi dışında yoruma rastlamadığım bu iki kitaptan bahsedeceğim sizlere.


Kitaplardan biri ihtiyacımıza yönelik 101 dua terkibini içerirken,diğer Manevi Dilekçe ise nasıl dua etmemiz gerektiğini,dua ederken evvela istiğfar ve ardından şükrün akabinde dua edersek reddolunmayacağını gayet yalın ve hoş bir dille ifade etmiş.



Manevi Şifa Terkipleri kitabı yaşam boyu ihtiyacımızın olacağı,nokta atışı ayet ve esmaların yer aldığı reçetelerden oluşuyor.

Yazar duada ısrarcı olmamız ve bu terkipleri 9,21,90 gün gibi zamanlarla yada dileğimize kavuşana kadar devam etmemizi tavsiye ediyor.

Özellikle kitabın başındaki ilk terkibi tavsiye edebilirim ki o da;
önce tüm kusurlarımız için bağışlanma umuduyla okuyacağımız Seyyidül İstiğfar duasını (21 kere) ve yine aynı amaçla okunması tavsiye edilen Ya Gafur,Ya Afüv ve Ya Tevvab (100 df.) esmalarını okuyarak dua etmemiz şeklinde ifade ediliyor.

Dualaların başına tövbe,şükür terkiplerini ekleyerek çok daha hızlı kabul olunacağı yönünde tavsiyesini bizzat tecrübe ettiğim için,ilginizi çekiyor ve daha bilinçli dua etmek istiyorsanız gönül rahatlığı ile bu kitapları alabilirsiniz.

Yazarın ismiyle ulaşabileceğiniz instagram hesabına göz attığınızda,bu kitap vesilesiyle duası kabul olan onlarca kişinin yorumunu okuduğunuzda ister istemez pozitif ve umut dolu bir bakış açısına bürünüyorsunuz zaten. 

Düzenli ,doğru dua edebilmek ve dualarımızın en güze şekilde kabul olması dileğimle...

Sevgiler.

25 Haziran 2020 Perşembe

Öğretmenim Mori ' yle Salı Buluşmaları - Alıntılar

Sorun şu Mitch ; çoğu zaman gerçekten ne kadar çok birbirimize benzediğimize inanmak istemiyoruz. Beyazlar ve siyahlar, Katolikler ve Protestanlar, erkekler ve kadınlar. Eğer birbirimize bu kadar benzediğimizi görebilseydik, bu dünyada tek bir büyük insan ailesi olarak mutlu ve huzur içinde yaşayabilmek için çok daha fazla çaba gösterirdik ve bu aileyi bir arada tutmak için, kendi ailemizmiş gibi özen gösterirdik.


Eğer sürekli yaşlanmaya karşı savaşırsan mutsuz olursun, çünkü nasılsa yaşlanmaktan kaçış yok.

Eğer hep yirmi iki yaşında kalsan, hep yirmi iki yaşında olduğun kadar cahil olursun. Yaşlanmak sadece çürümek demek değildir bildiğin gibi. Büyümektir.


Eğer başkalarının size güvenmesini istiyorsanız, sizin de onlara güvenebileceğiniz duygusuna sahip olmalısınız, karanlıkta olsa dahi. Düşerken bile.

"Nerede yaşarsak yaşayalım, birer ademoğlu olarak en büyük hatamız,uzak görüşlü olmamamızdır..."

‘Doğrusu ölmeyi öğrenince yaşamalı öğrenmiş oluyorsun’
Hastalığa yakalanmadan önce ölüm konusunda bu kadar kafa yorup yormadığını sordum.
‘Hayır’ dedi gülümseyerek. ‘Bende herkes gibiydim. Çoşkulu bir anımda,’hayatta tanıyabileceğini en sağlıklı yaşlı adam ben olacağım’demiştim bir dostuma.
.. ‘daha önce söylediğim gibi hiç kimse bir gün gelip de öleceğine inanmaz.’
..’çünkü’ diye devam etti Mori, ‘birçoğumuz adeta uyurgezer gibi dolaşıyoruz etrafta. Yaşamı tam anlamıyla tanımıyoruz, çünkü hayatı uyur uyanık yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyleri otomatik olarak yaparak yaşıyoruz’


Bir çok insan anlamsız bir yaşamın peşinden koşar.önemli olduğunu düşündükleri bir şeyi yaparken dahi yarı uykuda gibi bir halleri var. Bu yanlış şeylerin peşinde olduklarındandır. Yaşama anlam kazandırmanın tek yolu kendini insanları sevmeye, içinde bulunduğun topluma adamak, sana anlam ve hedef veren bir şeye hasretmektir


"Sahip olduğun şeyleri başkalarına sunarak saygı kazanırsın"


*Eğer hayatın anlamını bulduysan geriye gitmek istemezsin.İleriye gitmek istersin.Daha da yapmak, daha da görmek istersin.*

Bu ülkede neye ihtiyacımız olduğu ile ne istediğimiz arasında büyük bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Yemeğe ihtiyacınız var çikolatalı dondurma istiyorsunuz. Kendinize karşı dürüst olmalısınız. En son model spor arabaya en büyük eve ihyacınız yok. Doğrusu bu gibi şeylerde tatmin bulamazsınız. En çok nasıl tatmin buluruz biliyor musun? İnsanlara sunabileceğiniz neye sahipseniz onu vererek. Kendinden bir parçayı insanlara sunarak saygın olabilirsin.

20 Şubat 2019 Çarşamba

Mümine Yıldız Kaşif Kitabı İle Keşfedelim

14 Şubatta blog dünyasında Deli Anne olarak tanıdığımız Mümine Yıldız ' ın  ikinci kitabı Kaşif çıktı ...

Tabiki kendisini ve yaşam görüşünü çok sevdiğim için hemen sipariş verdim ve okumaya başladım .



Kitabın henüz başında bir şarkıdan bahsediyor . Aşağıda sizlerle paylaştığım ' Tie A Yellow Ribbon Round The Ole Old Oak Tree  '    şarkısı ...




Şarkının hikayesini,  merak eden ve araştıran Mümine abladan dinleyelim ;


' Bir adambir sebeple hapse düşüyor . Uzun yıllar yatacak . Eşine diyor ki : ' Sen kendine göre ,  bensiz bir hayat kur. ' Bu esnada eşiyle görüşe gitmiyor , mektuplarına cevap vermiyor. Aradan üç yıl kadar bir zaman geçiyor , her ne oluyorsa oluyor , adam hapisaneden çıkıyor . Çıkmadan hemen önce de eşine bir mektup yazıyor : 

' Buradan çıkıyorum , şu gün evin önünden otobüsle geçeceğim. Eğer beni hala istiyorsan evin önündeki meşe ağacına sarı kurdelen bağla. Oradan geçeceğim sırada kurdeleyi görürsem eve geleceğim, kurdele yoksa yola devamedeceğim . '' 

 Adan otobüse biniyor , heyecanlı , evin önünden geçiyor ki bir de görsün , meşe ağacına bir değil yüzlerce sarı kurdele bağlı . Sarı kurdeleyle donatılmış ağaç . Meğerse mutlu bir dere gibi şırıl şırıl akan bu şarkının sebebi ağaca bağlanan sarı kurdeler imiş . 

Bu hikayeden sonra ağaçlara sarı kurdele bağlamak bekleyişin bir simgesi oluyor .  ''


Çok naif ve beni çok etkileyen bir hikaye oldu bu ve iyi ki iz sürme konusunda çok yetekli bir tanıdığım var : Mimine Yıldız ....

Gerçekten Beni Duyuyor Musun ? Kitap Özeti

Leyla Navaro ' nun yazdığı ve yazarın ilk kitabı olma özelliğini taşıyan Gerçekten Beni Duyuyor Musun ? kitanının yorumu ile sizlerleyim.

Yazarın bir anne olması ve çocuk yetiştşrmekte tecrübeli oluşu sizinle empati içerisinde olmasını sağlıyor ve sadece çocuk bakış açısından değil bir anne - bir birey olarak sizin hangi durumda ne hissedebileceğinize dair güzel çıkarımlarda bulunuyor .


Yazar öncelikle çocuğumuzu olduğu gibi kabul edip koşulsuz sevip sevmediğimizi sorgulatıyor .

Çocuğumuza sevgimizi sadece söylediklerimizi uyguladığında mı gösteriyor , koşul sunuyoruz ?  yoksa yanlış yapsa , hatalı davransa da  her daim seviyor olduğunuzdan ve kabul gördüğünden emin hissetmesini mi sağlıyoruz ?



Çocuklar ve ailelerin farklı görüşleri ve anlayışlarıolabilir. Yazara göre çocukların söz dinlememesi anne - babaların onları bir birey olarak görüp kurallar ve beklentileri hakkında detaylıca konuşmadan sadece yaptırım gücü ile emirler yağdırmak .

Düşünün ki bir misafirliği gittiniz ve orada birkaç gün kalmak zorundasınız ; size açıklama yapmadan sadece emirler yağdıran , kaba davranan ve asla ne hissettiğinizle ilgilenmeyeb biri var karşınızda. En ufak hatanızda sizi hor görüp kendinizi  beceriksiz hissetmenize nedenolan biri ...

Böyle bir ortamda kalmak , dahası yaşamak ister miydiniz ?


Peki ailesini seçme lüksü olmayan çocuklarımız için durum nasıl ?






Çocuklarımızın kabul edilmeyen davranışları olabilir  , yazarın burada biz anne - babalara tavsiyesi çözümü dış disiplin ( Bağırıp çağırma , azarlama , tehdit etme , sevgisizlik ile ders vermeye çalışmak ) yerine önce disiplin oluşturup , sonrasında da özdenetim ile bunu çocuğun yapmasını sağlamaya çalışmak.


Önce kurallar çocuğu bir birey olarak karşınıza alıp gerekçeleri ile açıklanmalıdır.
Özdenetimn çocuk için çok önemlidir.  Henüz kendi kendine karar mekanizması gelişmeyen çocuklar için aile örnek oolmalı ve çocuğu yapması gerekenler konusunda teşvik etmelidir.

Örneğin eşyalarını nasıltoplaması gerektiğini bilmeyen bir çocuğa ' git odanı söylediğim gibi toparla ' demek yerine ,
-Hadi gel de sana nasıl yapacağınıgöstereyim şeklinde bir yaklaşımda bulunmalı , ikinci defa yapması için çocuğa şans verilmeli ve en önemlisi çok ufak bir gelişimbile olsa mutlaka ama mutlaka çocuk TAKDİR edilmelidir.

Yazara göre takdir bir davranışın tekrar edilmesi için en kesin yoludur. Çocuk takdir gördükçşe özdenetimi artacak ve kendisi bu davranışınüzerine çıkmak isteyerek öğrenecek ve gelişim gösterecektir.





Çocuk eğitimde bir önemli konu da çocuğumuzu gerçektendinleyip - dinlemediğimizdir .

Yazara göre dinleme hatalarımız bulunmaktadır . Bunları ;
Öğüt verme , çözüm üretme ve yönlendirmeyaparak dinleme.
Yadırgayarak , eleştirerek dinleme.
Soru sorarak , araştırarak ,inceleyerek dinleme . ( Benim sitilim direkt buydu malesef. )
Tehşis koyarak, tahlil ederek dinleme .
Teselli ederek , konuyu geçiştirerek dinleme .

Peki bunlar değilse doğrusu nedir ?

Katılımlı Dinleme !

Nedir Katılımlı Dinleme ?

Katılımlı dinleme , dinleyen kişinin duyduklarını tekrar etmesi , özümsemesi ve duyguyu yansıtmasıdır .


Son olarak insanlar olarak sık sık sinirlendiğimiz ve bunları zaman zaman alakaları olmamasına rağmen çocuklarımıza yansıttığımız için dikkat etmemiz iki nokta var. 
Birincisi tam olarak neye sinirlendiğimiz .
İkincisi de önceden tedbir alıp ,  durumu çevremizdekile bildirmemiz .

Yani sinirliyken karşı tarafa yükleneceğimize davranışın ve durumun üzerimizdeki etkisini açıklamalıyız . 



İşte GERÇEKTEN BENİ DUYUYOR MUSUN ? kitabının geniş özeti bu şekilde.  

Yepyeni kitaplarla görüşmek üzere ...


18 Eylül 2018 Salı

Deli Anne ' den İnce Hayat

Aynı anda birden fazla kitap okuyan biri olarak bu kitabı sindire sindire, yudum yudum okumayı seçtim...

Tıpkı bloğunda yazdığı gibi, ahenkli ama telaşsız, ruhunuza işleyen kelimeleri ile, hep sevdiğim ve örnek aldığım o kişi...

Dünyaya bakışını sevdiğim insan Deli Anne olarak tanıdığımız Mümine Yıldız kaleminden...




Kitaptan bahsetmem gerekirse, tek cümle ile kapatmak isterim bu bahsi,

Anlatmaya kalkarsam tamamınından bahsetmek zorunda kalırım.


Bu kitap içe dönmeyi, kainata farklı gözle bakabilmeyi sağlıyor... 


Son zamanlarda aşk romanlarından ziyade daha Tasavvufi, daha yaşamın içinden kitaplar seçmeye başlamışken bu kitap tam da aradığım şey oldu.

Tarzını merak ederseniz Deli Anne bloğuna yada Mümine Yıldız İnstagram hesabına göz atabilirsiniz 🤗 🤗 

21 Temmuz 2018 Cumartesi

Beş Sevgi Dili - Kitap Tavsiyesi

Eğer sallantıda olan bir evliliğiniz yada bitmesi muhtemel bir ilişkiniz varsa , size belki de herşeyin anahtarı olacak ve harika bir ilişkiye kavuşabileceğiniz taktikler sunan bir kitaptan bahsedeceğim ; Beş Sevgi Dili ' nden ...


Gary  Chapman ' a ait bu muazzam eser binlerce çiftin birebir seansları ve uygulamalarından sonra
çıkmış ve nokto atışı tespitler ile ilişkilere adeta sihirli dokunuşlar yapan bilgileri paylaşıyor . 

Bir eş ve bir kadın olarak erkeklerin anatımı ile eşleri arasındaki diyaloglarda kendimi gördüğüm ve hatalarımı anladığım çok yer oldu . 

Bizler birey olarak eş yada sevgilimizi sevsek ve bunu ifade ediyor olduğumuzu düşüyor olsak ta eğer eşimizin sevgi dilinden konuşamıyorsak aslında söylediklerimiz ona iletilmiyor olabilir , bu kitap bize bunu anlatıyor özetle ve beş sevgi dilinden bahsediyor ; 

Nitelikli Beraberlik

Onay Sözleri

Armağanlar  ( Bir çok kadının sevgi dili bu olabilir :) Yani eşimizin bizi sevdiğini en çok bize hediyeler aldığında hissediyorsak . )

Hizmet Davranışları

Fiziksel Temas


Kitaptan bir kaç alıntı ile son veriyor ve bu kitabı baş ucu kitabı yapmanızı öneriyorum . Çünkü anlaşılmak kadar anlamaya ve daha çok sevmeye ihtiyacımız var .

' Sevgi hataların kaydını tutmaz. Sevgi geçmişteki hataları gündeme getirmez . Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Evlilikte daima en iyi ve en doğru şeyi yapmalıyız . Hepimiz zaman zaman eşlerimizi incitecek şeyler yapar ve söyleriz . Geçmişi silemeyiz. Yalnızca yaptıklarımızın yanlış olduğunu kabul edip özür dileyebilir ve gelecekte daha farklı davranmaya çalışabiliriz .

' Psikolog William James , muhtemelen en derin insan gereksinimin , takdir edildiğini hissetme gereksinimi olduğunu söylemiştir .'

' O iyi bir annedir . Aynı zamanda iyi bir ev sahibesi ve yemek pişirmek istediğinde mükemmel bir aşçıdır , fakar bana hiç sevgi göstermiyor.
Canım çıkana dek çalışıy
orum ve beni hiç takdir etmiyor .'


' Bazı karıkocalar , gerçekte yalnızca fiziksel olarak yakın yaşıyorken , birlikte zaman geçirdiklerini sanıyorla. Aynı anda aynı evin içindedirler ama birlikte değildirler. Karısıyla konuşurken televizyonda maç seyreden bir koca karısına nitelikli bir beraberlil vermiyordur , çünkü tüm dikkati karısının üzerinde değildir . 


' İfâde edilmeyen kızgınlık nefrete dönüşür. '


' Sevgi evlilikte yeniden doğabilir mi ? Elbette ! Anahtar , eşinizin birincil sevgi dilini öğrenmeniz ve onu konuşmayı seçmenzdir .'


' Kriz zamanında neredeyse içgüdüsel olarak birbirimizi kucaklarız. Neden? Çünkü fiziksel temas sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Kriz zamanında, sevildiğimizi hissetmeye her şeyden çok ihtiyacımız vardır. Olayları her zaman değiştiremeyiz; fakat eğer sevildiğimizi hissedersek dayanabiliriz. '

1 Haziran 2017 Perşembe

Ben Herşeyi Yazarım . Sen herşeyi okuyabilir misin ?

Bir Yunus Günçe sorusudur  ;

 ' Ben Herşeyi Yazarım . Sen herşeyi okuyabilir misin ? '


Ben herşeyi okuyamıyorum onu anladım .

Şu aralar Uçurtma Avcısı kitabını okuyorum . Yada okumaya çaba gösteriyorum da diyebilirim...
Kitap öylesine içine aldı ki daha ilk sayfasından , adeta kendimi sayfalar arasında kaybolmuş , olaylara yakından tanıklık eden bir konuk gibi hissediyorum.


Okumaya çabalıyorum dememin sebebi ise onun çok satanlar listesinde haftalarca kalmasına sebep olan konusu , diyaloglar ve yaşananlar ...

Daha önce Halit Hüseyni ' nin Bin Muhteşem Güneş  kitabını da yorumlamıştım . Bakalım Uçurtma Avcısı ' nı ne zaman bitirebilecek ne zaman yorumlayacağım .

İçimi burkan , kalbimi kıran bu hikaye beni fazla etkiledi , etkiliyor . Sanırım bu kadar yaşanmışlık dolu , gerçekleri yansıtan kitaplar bizlerin kendimize dönmemiz ve yaşantımızdaki şansımızı görebilmemiz açısından biçilmiş kaftan.

Okurken şükrediyor , üzülüyor ve hayret ediyorum...

Daha bitmemiş bir kitabın bile yorumunu yapma ihtiyacım sizlere de bu kitabın ne kadar dolu dolu ve değerli olduğunu anlatmaya yetmiştir sanırım .

 Eğer okumayanlarınız varsa mutlaka kendinize bu şansı verin !
Kitap için demiyorum bu şans verme durumunu zira ; bu kitap okuyucusu için bir kendine gelme , hayatının değerlerinin farkına varabilme açısından gerçekten büyük bir fırsat  , iyi bir şans .

Kitaptan Birkaç Alıntı 


"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renge boyayamazsin"


Şey dedi "neden adam karısını öldürdü ?Daha doğrusu, gözyaşı dökmesi için illa da üzülmesi mı gerekiyordu? Soğan koklasa olmaz mıydı?


"Masasının üzerindeki bir levhada şöyle yazıyordu: Yaşam bir trendir, atla!"

...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.

20 Mayıs 2017 Cumartesi

Kelebek Adası - Sarah Jio - Kitap Yorumu


Evet , resimde gördüğünüz gibi bu üç çocuk annesi güzel kadın yine Allah vergisi şahane yeteneğini kullanmış ve ortaya harika bir roman daha çıkarmış .

Ben ki , şimdilerde iki çocuk annesi olmuş , işi başından aşkın bir birey olarak Sarah Jio kitaplarını iki günde bitirebiliyorsam varın siz düşünün kitapların ne kadar akıcı olabileceğini ...
Bana gelecek olursam ;
Artık neredeyse hiç televizyon izlemiyorum. 
Sabah uyandığımda , çoğunlukla bebeğimi uyuturken ve günlük işlerimden arta kalan kendime özel zamanlarımda ... Sürekli ama sürekliii kendimi kitaplara gömer oldum.
Tıpkı eski günlerdeki gibi .( Eski dediysem hamilelik öncesi bir 14 ay önceleri :)

Gelelim Sarah Jio 'nun son eseri Kelebek Adası 'na .

Olaylar Charlotte ve Erik’in evlenip balayına Bermuda’ya gitmesiyle başlıyor. Gelişen bazı olaylar akabinde Charlotte okyanusun ortasında , doğru düzgün onunla konuşmayan bir adamla aynı teknede kalır ve uzun günler okyanusta akıntıya kapılıp git gide daha da kaybolurken  bulunup , kurtulmayı bekler. Birbirine yabancı bu iki insan yaşam mücadelesi verirken yaşamlarından ümitlerini kestikleri anda  bazı mucizelerin olduğu bir adaya düşerler . Issız bir adada yaşamaya çalıştıkları , birbirlerini tanımaya başladıkları bu macera sizi öyle etkisi altına alıyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz .

Hayaller kurdurtan , sizi oturduğunuz koltuktan alıp çokk uzaklara götüren romantik , gizemli kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız .

en iyi aşk kitapları

16 Mayıs 2017 Salı

Mart Menekşeleri Kitap Yorumu

Sarah Jio

Sarah Jio ile ilk kez Böğürtlen Kışı romanı ile tanıştım. Akıcı üslübu , okurken olayları okuyor değil de daha çok izliyor hissi uyandıran betimlemelerini çok sevmiş , kitabı da büyük bir beğeni ile iki gün içerisinde bitirmiştim.

Sarah Jio kendi tarzını oluşturmuş , olay kurgusunu , karakterleri yazmayan adeta yaşatan bir kaleme sahip . Okuduğum kitaptaki karakterler roman bittiğinde sanki kurgu değil de gerçek hayatta uzun süre görüşemeyeceğim arkadaşlarımmış hissini uyandırıyor her seferinde.

Gelelim Mart Menekşelerine ...

'Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez. 
Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adasında geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder. 
Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir...  '

Emily , yengesinin yanına Bainbride adasına gittiğinde çocukluk aşkı ve çok çok hoşlanacağı yakışıklı bir adam ile de karşılaşıyor aynı zamanda . Okuduğu günlükteki ilgi çekici hikaye dışında yeniden aşka şans verecek mi sorusu da okurken zihninizi meşgul ediyor ve ikili diyaloglar size güzel ve keyifli saatler geçirtiyor. 

Kitabı okurken sahilde , dalga seslerini adeta duyup huzur buluyorsunuz . Henüz okumadıysanız en geç üç gün içerisinde okuyup hayran olacağınız güzel bir kitap Mart Menekşeleri.

Tavsiyemdir :)

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Bin Muhteşem Güneş Kitap Yorumu


Her zaman çok satan ve tavsiye edilen kitaplara karşı sebebini açıklayamadığım bir ön yargım olmuştur. Kitap alırken mutlaka okuyucu yorumlarına bakar ama olumlu yorumları dikkate alıp ta çok beklenti içine girmem...

Facebook'ta üye olduğum bir kitap sayfasında okuyucuların defalarca tavsiye ettiği bir kitaptı Bin Muhteşem Güneş .

Ve yeni bir kitap arayışındayken bu sefer tavsiyeleri dikkate almaya karar verdim ve geçtiğimiz hafta aldım şu meşhur iz bırakan kitabı ...


Bu kitabın uzun zamandır yapamadığı şeyi başardığım ve iki çocuklu ve işi başından aşkın bir anne olarak bir hafta gibi bir sürede bitirebildiğim için beklentimi karşıladığını itiraf etmeliyim.

(Çok şükür) Ülkemizde tanık olmak zorunda kalmadığımız savaş zamanlarının insan hayatındaki etkilerini gördüm. Şükrettim sakin geçen çocukluğuma ve hayatıma ..

Ülkemde konuçlanmış mültecileri düşündüm ...
Dilenenleri , hayata tutunmaya çalışanları ,çoluk çocuk tek gözlü odalarda yaşamak zorunda kalanları ...


Bu kitap sayesinde onların neler çekmiş olabileceklerini anladım , bir kitaptan ne kadar anlaşılabilecekse ; aileni , evini , çocuklarını ,arkadaşlarını kaybetmenin acısını !

Aşkın ne kadar güzel bir duygu olduğunu , hayatınızın kontrolü bir başkasının elinde olduğunda nasıl da alt üst olabileceğini ...

Kısacası ben bu kitabı epey ders çıkartmış olarak bitirdim.

Daha önce okuduğum aşklı , sahili , kahkahalı kitaplar gibi neşeme neşe katmadı belki ama çok daha iyi bir şey yaptı ;
Beni şükretmeye , sabretmeye ve güzellikleri farketmeye yöneltti !

Henüz okumadıysanız keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.


Bin Muhteşem Güneş
Halit Hüseyni tarafından yazılan roman
Bin Muhteşem Güneş, Afgan-Amerikalı yazar Halit Hüseyni'nin yazmış olduğu ve 2007 yılında yayınlanan roman. Vikipedi
İlk Yayınlanma Tarihi22 Mayıs 2007
Özgün diliEnglish
TürlerRoman, Kurgu
x

23 Mart 2016 Çarşamba

Artık Zenginim / Aykut Oğut / Kitap Yorumu


Aykut Oğut , seminer tadında yazdığı kitapları ile yıllar önce kalbimi kazanmış yazarlardan biridir ...
Kişisel Gelişim alanında çalışıyor olup , acayip ilham verici bir hayat öyküsüne de sahiptir.
İlk kitabı Evrenden Torpilim Var ' dan sonraki yayımladığı kitaplarda bana biraz kendini tekrarladığı hissini vermiş olsa da her kitabını okumadan da edemedim .

Alıntılar,kitap alıntıları,bookove

Gelelim uzun bir aradan sonra okuduğum 5. Aykut Oğut Kitabına ; 

Artık Zenginim !


Bu hayata ZENgin olmak,
ZENgin yaşamak için geldiniz!
İşte hayatın sırrı bu cümlede saklı! 

2005 yılında ben bir garson, eşim Esra yoga hocasıydı. Los Angeles’ta 50 metrekare bir evde, ay sonunda kiramızı nasıl ödeyebileceğimizi düşünerek yaşıyorduk. Bu kitaba ilk başladığım günlerde ise, Hawaii’de DOKUZ AY SÜREN bir tatile çıkmıştık! Yani fakirlikten zenginliğe geçtik, hem de gayet
kısa bir süre içinde... 

Bizim yaptığımız her hatayı, bizi fakirlikte tutan her şeyi; bilinç olarak zenginliğe nasıl açıldığımızı;yolculuğumuzda yaptığımız uygulamaları;
ve en önemlisi;“zenginlik” dediğimiz şeyin sadece paradan ibaret olmadığını bütün detaylarıyla bu kitapta okuyacaksınız. 

YOKLUK bilincinden VARLIK BİLİNCİNE geçmek; ZENgin olmak sandığınızdan çok daha kolay!
Tek bir şartla: Bu kitaptaki uygulamaları yapacaksınız! 


Keyifli okumalar dilemiyorum…
Keyifle okursunuz zaten, sorun değil...
Keyifli uygulamalar diliyorum… 

ZENgin olunca bizi unutmayın da…

Kitabın arka kapağında yazdığı gibi , kitapta sizi zenginliğe götürebilecek yollardan , zengin olma halinin nasıl geleceğinden ve bunun için neler yapabileceğimizden bahsediyor .
Ben keyifle okudum ve Aykut ' un  tavsiyelerini yapılması mümkün şeyler olarak hafızama kazıdım. 
Kitabı okuduktan sonra mevcut durumumuz değişip para içinde yüzmeye başlamıyoruz belki ama para konusundaki görüşümüz ve sahip olduklarımıza bakışımız kesinlikle büyük oranda değişiyor.

Özet geçmek gerekirse ; 
İki günde okuduğum çok keyifli , akıcı ve sohpet havasında geçen saatlerdi Artık Zengin ' im kitabını okumak .
Kitap bittiğinde bana kalan ise mevcut durumumuza şükretmeden daha fazlasına sahip olamayacağımız ve zenginliğin sadece para durumu ile sınırlandırılmasının büyük bir yanılğı olduğu .
Kişisel Gelişim Kitapları , Gri Lady






23 Şubat 2016 Salı

Elveda Haziran / Sarah Jio / Kitap Yorumu

Herkese Merhaba ,
Yeni bitirdiğim Sarah Jio kitabı hakkında sıcağı sıcağına fikirlerimi paylaşmak istiyorum sizlerle .


Okuduğum ikinci Sarah Jio kitabıydı Elveda Haziran .
Daha önce  Böğürtlen Kışı'nı okumuştum ve tek kelimeyle bayılmıştım yazarın anlatım diline.
Bu kitap ta aynı akıcılıkla yazılmış. Yazarın okuduğum ikinci kitabından sonra kitabın sürpriz sonunu tahmin etmek çok zorlamıyor sizi ama yine de okurken merak ediyorsunuz gelişmeleri.

Kitabın konusuna gelecek olursak ;
Kitap June adında genç bankacı kızımızın teyzesinin ona çocukluğunun geçtiği tarihi bir kitap evini miras bırakması üzerine gelişiyor. Hırslı ve iyi bir kariyeri olan June ' nin başlarda burayı elinden çıkartmak gibi planları varsa da Seattle adasında kitapçının hemen yanındaki yakışıklı restoran sahibi Gavin ile tanışması ve birbirlerinden etkilenmeleriyle planlar biraz değişir.
Aynı zamanda kitapçıda teyzesinin kitaplar arasına sakladığı mektupları bulmaya ve teyzesi hakkında hiç bilmediği şeyler öğrenmeye başlar ...


İşte kitabın genel kurgusu böyle . Benim için bir böğürtlen kışı değildi ama yine de başarılı ve okuması keyifli bir kitaptı ...
Okuma sürem yaklaşık 10 gün kadar sürdü. Diğer kitaplarından biraz daha yavaş bir okumaydı benim için ama bu asla okumamalısınız anlamına gelmiyor .
Çok çok sevgiler :)

8 Şubat 2016 Pazartesi

Böğürtlen Kışı Kitap Yorumu

GRİ LADY , KİTAP YORUMU

Herkese Merhaba :)
Öncelikle huzurlu , mutlu bir hafta diliyorum herkese ...
Uzun zaman oldu kitap yorumu yazmayalı .
Ve inanın çokkk uzun zaman oldu beni böyle heyecanlandıran ve sayfaların ellerimin arasından su gibi akıp gittiği bir kitap okumayalı .


Sarah Jio !
Belki de okuyucu kitlesinin % 70 ' i Türk okuyuculardan olan şu muhteşem kadın !
Muhteşem evet .Hayal dünyasını kelimelerine yansıtıp on binlerce okurun  beğenisini kazanan kitaplar yazabilmek benim için fazlasıyla muhteşemlik içeriyor .


Yazar çok popüler evet ama benim onun kitaplarıyla buluşmam epey geç oldu .
Ben yine her zamanki gibi ön yargılı davranıp - sırf iyi reklamı olduğu için bu kadar çok sattıklarını düşündüğüm Sarah Jio kitaplarını okumayı düşünmemiştim.
Ama hepiniz biliyorsunuz yeni bir işe giriştim son zamanlarda ...
İkinci el ve sıfır kitaplar sattığım bir instagram hesabım var artık ve oradan benimle iletişime geçenlerin en çok sorduğu kitaplar Sarah ' ın kitapları olduğundan artık okumam farz olmuştu.


Fazla uzatmadan gelelim kitap hakkındaki düşüncelerime ;
İki günde bitirdim bu kitabı.
Hikaye daha ilk sayfadan öyle sarıp - sarmalıyor ki insanı zaten gerekli vaktiniz varsa tek oturuşta bile bitirebilirsiniz.
Anlatım dili , betimlemeleri , karakter analizleri ...
Her biri içinize işliyor ve kitap bittikten sonra sanki bir roman okumuş değil de , yakın bir arkadaşınızın anlattıklarını dinlemişsiniz gibi hissediyorsunuz .


Ve kitabın en etkileyici kısmı ;
Kitaba başlarken anlatılanlar öylesine kalbimi kırdı ki ...
Okurken içim burkuldu , müdahale etmek , olayların akışını değiştirmek istedim.
Ve yazar öyle güzel bir son yazmış ki , okurken oluşturduğu gizli yaraları da muhteşem bir şekilde sarmış olmuş .

Kısaca ;
Bu kitap önce kalbinizi kıracak ve harika sonu ile size çok çok iyi gelecek !
Hala okumadıysanız , mutlaka okuyun .

12 Ocak 2016 Salı

Uğur Koşar Allah De Ötesini Bırak 2 - Niyet

Uğur Koşar Kitapları,uğur koşar sözleri

Yeni bitirmiş olduğum Uğur Koşar 'ın Allah De Ötesini Bırak isimli kitabının ikincisi ile karşınızdayım .
Kitap ilkinin devamı niteliğinde olmasa da anlatım benzerliği ve içeriğinde barındırdığı bolca kıssalardan dolayı çok yakın etkiyi bırakıyor üzerinizde.

Uğur Koşar 'ın kitaplarının çok satmasının sebebi ne onun engin İslami bilgisi ne de özel bir yetenek !
Uğur Koşar sadece bizim farklı kaynakları okuyarak öğreneceklerimizi , dini kaynaklarda bol bol karşımıza çıkabilecekleri tek bir çatı altında topluyor o kadar.

Daha ılımlı bir uslup ile Allah ' ı , Peygamberimizi ve dinimizi anlatıyor.

Allah De Ötesini Bırak -2 kitabına gelecek olursak ;

Kitap Başlıklar halinde derlenmiş ve içeriğine uygun kıssa ve sözler ile de anlatımın kuvvetlendirilmesi amaçlanmış.

İlk  başlık olan Her şeyi Allah ile paylaşmak kısmında sıkıntıların yalnızca Allah ' a arz edilmesinin ne kadar önemli olduğunu ve insanın kalben Allah Bana Yeter Dediğinde Allah ' ın , kişinin niyetini boşa çıkartmayacağını anlatıyor.

Sonraki bölümlerde iç seslerimizden bahsediyor yazar.
İki türlü ses olduğunu ve birinin rahmani - diğerinin ise şeytani olduğunu belirtiyor.
Bizi kavgacı yapan , öfkelendiren , acılarımızı hatırlatan , geçmiş anılarımızı hatırlatıp bizi hüzünlendiren hep o şeytani sesmiş.

Kitabı okurken hakikaten iç sesimizin kullandığı cümleleri birebir kullanmış Uğur Koşar.
Yani şeytanın kelimelerini...

Bu durumda ne yapmak gerekiyormuş peki ?
O sesi önemsememek ve dua etmek...

Kitap genel olarak bu bahsettiklerim üzerinden şekilleniyor ve dediğim gibi bol bol bir yerlerden anımsayacağınız , kulak aşinalığınızın olduğu kıssa ve hikayelerden oluşuyor.




Okunabilir mi ?
Evet okunabilir. Ama ne olur ; kısa süre sonra hatırınızda kalmayacak bilgiler edinmiş olursunuz.

Benim bu yazdıklarım dışında kitaptan hatırlayabileceğim bir kaç şey ,

  • Din adamı olmayan , dini eğitim almamış birinin bile ufak bir araştırma ile güzel dinimi anlatan hikayeleri kullanarak gayet te güzel kitap yazabilir yeterlilikteymiş gibi görünebilmesi !
  • Mükemmel bir dinimizin olduğu ama onu hiç öğrenmeye çalışmayaşımız .
  • Ne kadar merhametli bir Allah ' ın yarattığı insanlar oluşumuz .
Ve son olarak şeytanın gerçekten insanın düşmanı olduğu ve sadece vesves verme fırsatı olmasına rağmen bizi o ucuz vesveseler ile nasıl da yönlendirebildiği ve kendine uydurduğu ...





7 Ocak 2016 Perşembe

Siktir Et Demenin Yoları

John C. Parkin ' in Siktir Et isimli kitabını duymuşsunuzdur . Kişisel gelişim kitaplarına yeni bir soluk kazandırmış güzel bir kitaptı. 
Size bahsedeceğim kitap ise ilk ve ikinci kitabın devamı ve sağlaması niteliğinde olan ' Siktir Et Demenin Yolları ! 


Kitapta kısa bir giriş bölümünden sonra hayata dair nelere siktir et diyebileceğimiz konusunda öneriler ve cümleler bulunuyor. 
Bizim küfür olarak algıladığımız Siktir Etmek kelimesi aslında bir tavsiye , rahatlama cümlesi ve motivasyon olarak çıkıyor karşımıza . 
İşte kitaptan birkaç örnek cümle ; 

Bugünkü planlannıza S*ktir
Et deyin. Gerçekleşecek
muhteşem şeylere kendinizi
hazırlayın.

Başkalannın sizin hakkınızda
ne düşündüğüne S*ktir Et
deyin.

Herkesi ve her şeyi
yargılamaktan vazgeçin.
S*ktir Edin. Yargılamak zaten
sıkıcı değil mi?

Kendinizi sakın başkalanyla
kıyaslamayın. S*ktir Edin.
Dışanda her zaman sizden
"iyi" ve sizden "kötü"
insanlar vardır.

Hayatta S*ktir Et
diyemeyeceğiniz şeylerden
biri nedir? Peki derseniz ne
değişir?

Kaybolan hayallere S*ktir Et
deyin ve onlann yerine yeni
hayaller bulun. 

Sanki paraya hiç ihtiyacınız
yokmuş gibi yaşayın.

Neye inanırsanız o
·gerçekleşir. Saçma sapan bir
• şeye ınanın.

Özel durumlar için
kendinize hayali bir meslek
uydurun: Ben haşereyle
mücadele elemanıyım ve
hamamböceği istilasında
uzmanım.
(Hamamböceğinin
- ugraşması en zor
yaratıklardan biri olduğunu
biliyorsunuz değil mi?)

Belki de gerek yoktur:
Çok kazanmaya.
Çok başarmaya.
Çok yapmaya.
Çok olmaya.
S*ktir Et.

Harika bir sevgili olmaya
S*ktir Et deyin ve onun yerine
nasll hissediyorsanız öyle
olun.

Araşt1rdınız.
Terapinizi yaptınız.
Bütün rozetleri aldınız.
Bütün bunlar daha önce
de aynı yerde olduğunuzu
keşfetmek içindi.

Yaramaz bir kız/erkeksiniz.
Bir şeyleri çok ciddiye
ahyorsunuz.
Bütün bunlara S*ktir Et diyen
20 tane cümle yazın.


İLGİNÇ BİR GERÇEK
Herhangi bir şeye S*ktir Et de- .
diğinizde ve kendinize güvendiğinizde
ya da kendinizi
olaylann doğal akışına
b1raktığınızda, eğer isterseniz
hiç çaba göstermeden iyi ve
güzel görünmenin yanı sıra,
hayahnıza mucizeleri çeker
ve kendinizde bariz bir şekilde
süper kahraman güçlerini
bulursunuz. İşte gerçek bu.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...