20 Mayıs 2017 Cumartesi

Kelebek Adası - Sarah Jio - Kitap Yorumu


Evet , resimde gördüğünüz gibi bu üç çocuk annesi güzel kadın yine Allah vergisi şahane yeteneğini kullanmış ve ortaya harika bir roman daha çıkarmış .

Ben ki , şimdilerde iki çocuk annesi olmuş , işi başından aşkın bir birey olarak Sarah Jio kitaplarını iki günde bitirebiliyorsam varın siz düşünün kitapların ne kadar akıcı olabileceğini ...
Bana gelecek olursam ;
Artık neredeyse hiç televizyon izlemiyorum. 
Sabah uyandığımda , çoğunlukla bebeğimi uyuturken ve günlük işlerimden arta kalan kendime özel zamanlarımda ... Sürekli ama sürekliii kendimi kitaplara gömer oldum.
Tıpkı eski günlerdeki gibi .( Eski dediysem hamilelik öncesi bir 14 ay önceleri :)

Gelelim Sarah Jio 'nun son eseri Kelebek Adası 'na .

Olaylar Charlotte ve Erik’in evlenip balayına Bermuda’ya gitmesiyle başlıyor. Gelişen bazı olaylar akabinde Charlotte okyanusun ortasında , doğru düzgün onunla konuşmayan bir adamla aynı teknede kalır ve uzun günler okyanusta akıntıya kapılıp git gide daha da kaybolurken  bulunup , kurtulmayı bekler. Birbirine yabancı bu iki insan yaşam mücadelesi verirken yaşamlarından ümitlerini kestikleri anda  bazı mucizelerin olduğu bir adaya düşerler . Issız bir adada yaşamaya çalıştıkları , birbirlerini tanımaya başladıkları bu macera sizi öyle etkisi altına alıyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz .

Hayaller kurdurtan , sizi oturduğunuz koltuktan alıp çokk uzaklara götüren romantik , gizemli kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız .

en iyi aşk kitapları

16 Mayıs 2017 Salı

Mart Menekşeleri Kitap Yorumu

Sarah Jio

Sarah Jio ile ilk kez Böğürtlen Kışı romanı ile tanıştım. Akıcı üslübu , okurken olayları okuyor değil de daha çok izliyor hissi uyandıran betimlemelerini çok sevmiş , kitabı da büyük bir beğeni ile iki gün içerisinde bitirmiştim.

Sarah Jio kendi tarzını oluşturmuş , olay kurgusunu , karakterleri yazmayan adeta yaşatan bir kaleme sahip . Okuduğum kitaptaki karakterler roman bittiğinde sanki kurgu değil de gerçek hayatta uzun süre görüşemeyeceğim arkadaşlarımmış hissini uyandırıyor her seferinde.

Gelelim Mart Menekşelerine ...

'Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez. 
Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adasında geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder. 
Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir...  '

Emily , yengesinin yanına Bainbride adasına gittiğinde çocukluk aşkı ve çok çok hoşlanacağı yakışıklı bir adam ile de karşılaşıyor aynı zamanda . Okuduğu günlükteki ilgi çekici hikaye dışında yeniden aşka şans verecek mi sorusu da okurken zihninizi meşgul ediyor ve ikili diyaloglar size güzel ve keyifli saatler geçirtiyor. 

Kitabı okurken sahilde , dalga seslerini adeta duyup huzur buluyorsunuz . Henüz okumadıysanız en geç üç gün içerisinde okuyup hayran olacağınız güzel bir kitap Mart Menekşeleri.

Tavsiyemdir :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...