8 Ağustos 2014 Cuma

ÇOK GECELİK İLİŞKİLER

Yıl 2014 ...
Evlilik popülaritesi yavaş yavaş eski hızını almaya başlasa da , alışılmışın çok dışında ama zamanda normal karşıladığımız ilişkiler ön planda hala ...
Tanışmalar , görüşmeler çok kolay..
Adeta tüm teknoloji bunun için gelişiyormuşcasına hizmete devam ediyor her yeni gün ...
Yeni birini tanımak ta kolay , o insanı ekarde edip yola farklı biriyle devam etmekte ...
Tüm bunların yanında ne kadar güvenilir biri olduğumuz ve karşımızdakine hissettiğimiz güven duygusu ise ucu açık bir tartışma konusu ...
Hal böyle olunca hızlı hayatımıza giren ilişki adayı bey yada kadın aynı hızla çıkabiliyor da ..
Ki bu da dönemimizde çok normal karşılanıyor ..

İşte bu sebepten hayatımız ne istediğimize göre kolayca şekillenebiliyor ..
Hangisini yaşamak istiyorsak o oluveriyor vizyonumuz bir anda ...
Siz hangisini tercih ediyorsunuz  ;;;;
TEK GECELİK EĞLENCELER Mİ ; 
ÇOK GECELİK İLİŞKİLER Mİ ??

NEREDEN BAŞLASAM BİLEMİYORUM ...

Bir şekilde yol belirleyip , istikrarla hedefime yürüyeceğimi biliyorum ama bu adımı nasıl ve ne şekilde atacağımı kestiremiyorum ..
İstiyorum ki , her şey mükemmel bir çizgide başlasın ve planım kusursuz olsun ki zaman ve emek kaybına yol açmasın ..
Bahsettiğim şey , kendi kendime yabancı dil öğrenmeye başlama maceram ...
Bir ütopya değil asla , hayatın ta kendisi , bilinmeyen dünyaya kapı açan altın bir anahtar ...

kendi kendine ingilizce öğrenme

Günlerdir araştırıyorum , tam bir program oluşturuyorken farklı karşıt bir görüş çıkıyor karşıma ve tekrar başa sarıyorum ...
Belki bu bir süre devam edecek , ta ki istediğimi bulana kadar ..

Ama her şeye rağmen bildiğim tek şey var o da ben bu işi başaracağım !!!
Buna sonsuz inanıyor ve sizlerin ekranında da tasdik ediyorum ...
Sevgiler , saygılar ...
Görev başlamıştır :))

6 Ağustos 2014 Çarşamba

SIKICI OLMAYA MI BAŞLADIK SANKİ ???

Çok korkuyorum bekarken olacağını tahmin ettiğim şeylerin başıma gelme olasılığının oluşmasından...
Neden mi bahsediyorum , hemen söyleyeyim de içimi dökeyim sizlere ...
Ben evlenmeden önce evlilik karşıtı biriyken henüz ; evliliklerin bitmeye mahkum ve bir süre sonra mecburen monotonlaşacağı kanaatindeydim ...

monotonluktan kurtulmanın yolları

Tabi evlendikten bir süre sonra bu konulardaki bir çok tezimi kendi kendime çürütmüş bulunuyorum ama yine de sıkılıyor olma durumda haklılık payımın olduğunu doğrulayan günler de geçirmiyor değilim şu son bir kaç günde ...
Sanki herşey belli bir düzen içerisine oturtulmuş ta , bu düzen bizi içine hapsetmiş gibi ...
Her gün aynı eylemlerden mi yoksa bu eylemleri birlikte yapıyor oldumuzdan mı bilmiyorum ama son günlerde hayat pek bir sıkıcı olmaya başladı sanki..
Bunun sadece benim cephemden böyle hissedildiğini ümit ediyor ve sizlere dünkünden farklı , musmutlu geçireceğiniz günler ve geceler diliyorum ..
Ve tabi kendime de :))

5 Ağustos 2014 Salı

BİR ŞEYLER YAPMALI ...!!!!!

Bu hafta beni harekete geçirmeye kararlı hissiyatlar ile karar aşamasındayım..
Merakım hat safhada ..
Bir şeyler öğrenebilme arzum ise hiç dinmiyor ..
Tüm bu tetikleyici duygulara rağmen benim yaptığım tek şey ' ne yapabileceğimi düşünmek ' ten öteye gidemiyordu ne yazık ki , ta ki bu güne kadar ...

hedef belirleme - gri lady-grilady

İşe ilk önce okuduğum kitap tarzını değiştirerek başladım ve dün akşam gidip kendime felsefi bir roman aldım ..
Ama asıl yapmak istediğim şey daha real hedefler belirlemek ve bu doğrultuda hareket edebilmek...
Ve bu konudaki yol haritamı yeni bir dil öğrenmeye çalışmak oluşturacak..
Hadi hayırlısı :))

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Şems-i Tebrizi ' nin 40 Kuralı


Şems-i Tebrizi Hazretleri denince derin bir nefes alırız. Hayatı hakkında biraz olsun fikrimiz varsa ismini duyar duymaz tüylerimiz diken diken olur. Netice ilahi aşk için başını, başka bir ifadeyle kellesini feda etmiş bir aşk adamıdır Tebrizli Şems...

Aşk'ın, baki olan aşkın simgelerinden, Mevlana Hazretleri'nin (k.s) mürşidi, Allah yoluna adanmış örnek hayatlardan bir tanesidir Şems-i Tebrizi Hazretleri'nin (k.s) hayatı. Bu ulvi şahsiyet, mübarek insanın (k.s) yüzyıllardır insanlığa rehberlik etmiş olan kırk altın nasihati:

- Birinci Kural:
Yaradan'ı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet Allah dendimi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla...Yok eğer Allah dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

- İkinci Kural:
Hak Yolu'nda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.
Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil.
Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

- Üçüncü Kural:

Kuran dört seviyede okunabilir.
İlk seviye zahiri manadır.
Sonraki batîni mana.
Üçüncü batîninin batînisidir.
Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler yetersiz kalır tarif etmeye.

- Dördüncü Kural:

Kainattaki her zerrede Allah'ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescidde, kilisede, havrada değil, her yerdedir.
Allah'ı görüp yaşayan olmadığı gibi, O'nu görüp ölen de yoktur. Kim O'nu bulursa sonsuza dek O'nda kalır.

- Beşinci Kural:
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.
Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını.
"Aman sakın kendini" diye tembihler.
Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, ko gitsin!"
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer.
Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

- Altıncı Kural:

Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır.
Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.
Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşk dilsiz olur.

- Yedinci Kural:
Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat'i keşfedemezsin.
Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

- Sekizinci Kural:

Başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile, O (c.c) sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.
Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.
Dileğin gerçekleşmediğinde de şükret.

- Dokuzuncu Kural:

Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir.
Sabır nedir?
Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir (hayalinde canladırabilmektir).
Allah aşıkları sabrı gülbeşeker¹ gibi tatlı tatlı emer, hazmeder.
Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

- Onuncu Kural:
Ne yöne gidersen git, - doğu, batı, kuzey ya da güney - çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

- Onbirinci Kural:

Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz.
Senden yepyeni taptaze bir "sen" zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.

- Onikinci Kural:
Aşk bir seferdir.
Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.
Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

- Onüçüncü Kural:
Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var.
Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.
Tutup da ona hayran olmaya değil.

- Ondördüncü Kural:

Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

- Onbeşinci Kural:
Allah içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür.
Tek tek herbirimiz tamamlanmış bir sanat eseriyiz.
Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.
Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.

- Onaltıncı Kural:

Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydır.
Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.
Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.
Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan'dan ötürü yaradılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.

- Onyedinci Kural:

Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur.
Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır.
Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

- Onsekizinci Kural:
Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.
Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir.
Şeytanı kendinde ara; dışında başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan'ı tanır.

- Ondokuzuncu Kural:
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.
Yakında gül yollayacak demektir.

- Yirminci Kural:
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

- Yirmibirinci Kural:
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.
Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı.
Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk'ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

- Yirmiikinci Kural:

Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.
Ama bekri (ayyaş) aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.
Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

- Yirmiüçüncü Kural:
Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.
Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar.
Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur.

- Yirmidördüncü Kural:
Mademki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi... Atttığı her adımda Allah'ın (c.c) yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile yine başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

- Yirmibeşinci Kural:

Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.
İkisi de şu an burada mevcut.
Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında.
Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.

- Yirmialtıncı Kural:

Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır.
Sakın kimsenin ahını alma, bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.
Unutma ki dünyanın öteki ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir.
Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.

- Yirmiyedinci Kural:
Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.
Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et.
Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.
Senin gönlün değişirse dünya değişir.

- Yirmisekizinci Kural:

Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.
Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.
Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz.

- Yirmidokuzuncu Kural:
Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.
Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.
Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatına hakimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin.

- Otuzuncu Kural:
Başkaları tarafından kınansan, ayıplansan, dedikodun yapılsa hatta iftiraya uğrasan bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kötü laf etme. Kusur görme. Kusur ört.

- Otuzbirinci Kural:
Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.
Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir.
Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp...
Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.
Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

- Otuzikinci Kural:
Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Allah'a saf bir aşkla bağlanabilesin.
Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur dost.
Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma!
İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

- Otuzüçüncü Kural:
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen Hiç ol. Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı.
Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

- Otuzdördüncü Kural:
Hakk'a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.
Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır, emin bir beldede yaşar.

- Otuzbeşinci Kural:
Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.
Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah'a (c.c) inanmayan kişi ise içindeki inananla.
İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi.
Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

- Otuz atıncı Kural:
Hileden, desiseden² endişe etme.
Eğer birileri sana tuzak kuruyor ve zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur.
Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu düzen karşılıklar esasına göre işler.
Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.
O'nun (c.c) bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz, Sen sadece buna inan!

- Otuzyedinci Kural:
Allah kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır.
O kadar dakiktir ki, sayesinde her şey zamanında olur.
Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç.
Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.

- Otuzsekizinci Kural:

"Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazırmıyım?" diye sormak için hiç bir zaman geç değil.
Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık.
Her an her nefeste yenilenmeli.
Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

- Otuzdokuzuncu Kural:
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.
Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.
Hem bütün hiç bir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır merkezinde.
Hem de bir günden bir güne hiç bir şey aynı olmaz.

- Kırkıncı Kural:
Aşksız geçen bir ömür beyhude³ yaşanmıştır.
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma!
Ayrımlar ayrımları doğurur.
Aşk'ın ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde. 


NOT: Bu liste Şems-i Tebrizi Hazretleri'nin öğretisinden ve sözlerinden yazar Elif Şafak tarafından derlenmiştir. - Alıntıdır -

Daha Mutlu Olabilmek İçin 8 Yol

Mutluluğu arıyorum şu günlerde ..
Hoş zaten mutluyum da , neden sürekli yüzümde gülümsemeyle gezebilecek ve kimseyi kafama takmayacak kadar mutlu olmayayım dedim ve daha mutlu yaşamanın sırlarını araştırdım ...
İngiliz Daily Mail gazetesi Virginia , Yale ve Harvard Üniversitesi psikologlarına mutlu olmanın sırrını sorulmuş . Ünlü psikologlar bakalım nasıl cevaplar vermiş  …

ŞÜKRETMEK

1. Kendinizi çıkmazda hissettiğinizde 10 dakikayı kendinize ayırın. Sahip olduklarınıza şükredin.

2. Basit yaşayın. Günde en az 1 Saat cebinizi kapatın.

3. Çok alışveriş yapmayın. Kendinize "Buna gerçekten ihtiyacım var mı' diye sorun.

4. Spor yapın. Dışarı yürüyüşe çıkın. Terleyin.

5. Bulmaca çözün, bir hobi bulun ya da yeni bir dil öğrenin.

6. Kendinize gerçekçi hedefler koyun. Gelecek Ay 4 kilo vereceğim, Fransızca öğreneceğim gibi.

7. Ya evinizi işinizin yakınına taşıyın ya da evinizin yakınında bir iş bulun.

8. Bayramlarda yada özel günlerde ailenizi ve arkadaşlarınızı arayın.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...